İstanbul’da yağmurlu bir güne uyandım bugün. Ağustos ve yağmur bir araya geldiğinde Giresun’da geçen yaz tatillerim geliyor aklıma, sabahın bir vakti kalkıp işe gelmek durumunda olmaksa bu anıyla tezat halindeydi.
Daha güneşin doğacağı saatlerden kapanınca bulutlarla gökyüzü, gökyüzünden üstüme çöken yoğun bir kasvetle uyandım bugüne. İçimde sebebini kestiremediğim sıkıntılar , kafamda dolaşan flu ve karanlık hayaletler, yorgun bir gecede bir türlü tam uyuyamazken o uykuyla uyanıklık arasında görülen sıkıntılı rüyalar gibi bir sabah, boğazımda dün geceki fazla nikotinin kuruluğu, geleceğe dair büyük belirsizlikler üzerinde gayriihtiyari düşünerek geçmiş bir uyku, yorgun bir beden, yorgun bir zihin ve yorgun bir şehir, insanın İzmir’de terden ıslak ama güneşli, mutlu ve aydınlık sabahları özleyesi gelmiyor değil. Şimdi sağ tarafıma baktığımda karanlığa yükselen kuleler görüyorum, kuleler karanlığa yükseliyor.
Daha güneşin doğacağı saatlerden kapanınca bulutlarla gökyüzü, gökyüzünden üstüme çöken yoğun bir kasvetle uyandım bugüne. İçimde sebebini kestiremediğim sıkıntılar , kafamda dolaşan flu ve karanlık hayaletler, yorgun bir gecede bir türlü tam uyuyamazken o uykuyla uyanıklık arasında görülen sıkıntılı rüyalar gibi bir sabah, boğazımda dün geceki fazla nikotinin kuruluğu, geleceğe dair büyük belirsizlikler üzerinde gayriihtiyari düşünerek geçmiş bir uyku, yorgun bir beden, yorgun bir zihin ve yorgun bir şehir, insanın İzmir’de terden ıslak ama güneşli, mutlu ve aydınlık sabahları özleyesi gelmiyor değil. Şimdi sağ tarafıma baktığımda karanlığa yükselen kuleler görüyorum, kuleler karanlığa yükseliyor.
Yorumlar
Yorum Gönder